Karıncaların "hayvan yetiştiriciliği" böcekler dünyasındaki ilginç sembiyoz örneklerindendir. |
Sözkonusu oduncu karınca cinsi, apidler (yaprak bitleri) vasıtasıyla yapraklardan süt elde eder. Karıncalarla yaprak bitleri arasındaki bu birlik, bütün böcek dünyasındaki en ilginç ilişkilerden bir tanesidir.
Karıncalar tarafından bitkilere yerleştirilen apidler, bitki kökündeki öz suyu alırlar. Apidin vücuduna giren bitki özsuları, "bal özü" denen maddeye dönüştürülür. Bu bal özünden hoşlanan karıncalar, apidlerin besini kendilerine vermesi için bir yol bulmuşlardır. Aç bir karınca yaprak bitine yaklaşır, duyarga ve antenleriyle onu okşamaya başlar. Apid bundan çok hoşlanır ve küçük bir damla "bal özü" salgılar ve karıncaya sunar. Karıncalar da buna karşılık olarak, apidlerine çok iyi bakarlar.
Karıncalar, tüm ilginç yeteneklerinin yanısıra "hayvan yetiştiriciliği" de yaparlar. Buradaki ve yan resimde görüldüğü gibi karıncalar kendilerine yaprak bitlerinden adeta bir "sürü" oluşturur ve bu "sürü" yü besin elde etmek için kullanırlar. Ama bunun karşılığında da "sürü" lerine çok iyi bakar, onları yanlarından hiç ayırmaz, düşmanlarına karşı korurlar. |
Bu noktada sormak gerekir: Yeryüzünde binlerce canlı varken, "sütçü" karıncalar, apidlerin bu özelliğini nereden bilirler, tüm canlılar arasından nasıl onları tanıyıp seçerler?
Karıncanın, apidin hoşuna giden hareketi bilmesi ve alacağı besin karşılığında onu okşamasını ya da salgılanan sıvının tam karıncanın ihtiyacına göre olmasını, bir raslantılar zincirinin sonucu olarak değerlendirmek elbette ki mantık dışıdır. Bir kez daha, ortada planlı bir eşleşme, büyük bir uyum ve dolayısıyla açık bir yaratılış örneği vardır. Her iki canlı da üstün güç sahibi Rabbimiz olan Allah tarafından yaratılmışlardır.
0 yorum:
Yorum Gönder