12 Mart 2010 Cuma

Odun Karıncalarının Farklı Üreme Metodları




Odun karıncaları kimyasal savaş için çok iyi silahlanmışlardır. Tehlikeyle karşı karşıya kalan odun karıncası, karnının alt kısmını bacaklarının arasından öne doğru büker ve düşmanına formik asit fışkırtır. Veya dövüş sırasında sivri çenesiyle düşmanını ısırır ve yaranın içine asit enjekte eder. Bu özellikleriyle, canlı bir kimyasal silah gibi görev görür. Formik asiti vücudunda kendisine zarar vermeden üretebilmesi ve en uygun şekilde kullanabilmeyi başarması, elbette kusursuz bir tasarımın göstergesidir.
Odun karıncalarının erkekleri ve kraliçeleri kanatlıdır fakat diğer küçük karınca türlerinde olduğu gibi bir çiftleşme uçuşu yapmazlar. Çiftleşme, yuvanın yüzeyinde ya da yakın çevrede bir yerde gerçekleşir. Çiftleşmeden sonra, kraliçe kanatlarını kopartır ve şu 3 hareketten birini yapar:


1. Genellikle daha önce larva olarak yaşadığı yuvasına geri döner ve yumurtalarını oraya bırakır.


2. Bazen çiftleşmeden sonra, kendisini taşıyan işçilerle birlikte yuvadan ayrılır ve yeni yuva yapacak bir yer arar.


3. Eğer tek başına ayrılırsa, akrabalığı olan ama daha küçük türlerin, örneğin siyah karınca Formica Fusca'nın yuvasına girip oradaki kraliçeyi devre dışı bırakır. 


Kraliçe, Fusca işçilerinin bakacağı yumurtalarını buraya yumurtlar. Bir süre için yuvada hem misafir işçiler, hem de ev sahibi işçiler vardır. Ancak ev sahiplerinin kraliçesi olmadığı için bir süre sonra işçileri ölür ve böylece oduncu kraliçeler de, hiç bir şey yapmadan kurulu bir odun yuva elde etmiş olurlar.


Kraliçe odun karıncalarının, üçüncü maddede bahsedilen taktiklerinde açık bir şuur görülmektedir. Ancak bu şuurun karıncanın kendisine ait olamayacağı alenen ortadadır. Çünkü kendi yuvasının içindeki bir kaç metre karelik alandan başka bir yer görmemiş olan kraliçe karıncanın, hiçbir zaman görmediği, yapısını, düzenini bilmediği bambaşka bir koloninin içine girip, bu kolonide kimi saf dışı bırakacağını anlayıp, tüm engelleri aşarak bunu başarması... Bütün bunlar kraliçe karıncanın, ilhamla hareket ettiğini, şüphe götürmez bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Bahsedilen olay, Allah'ın tüm canlılar üzerindeki kudret ve hakimiyetini gösteren çok açık bir delildir.
1-Bir ayette şöyle buyrulmaktadır:


Göklerin ve yerin mülkü O'nundur; çocuk edinmemiştir. O'na mülkünde ortak yoktur, herşeyi yaratmış, ona bir düzen vermiş, belli bir ölçüyle takdir etmiştir. (Furkan Suresi, 2)

0 yorum: